2009/05/01

öldürmek, ölmek ve sonrası.

bazen hayatımdaki insanlara karşı sonsuz bir nefret dürtüsü duyuyorum. ama hoşlanmadığım bişiler yaptıkları için falan değil, tamamen içgüdüsel, engel olamadığım bir dürtü. sebepleri üstüne bunca zamandır düşünürüm aklıma birkaç freudien açıklamadan başka hiçbir b.k gelmiyor ne yazık ki. 

karşı koyamadığım tatlı bir duygu ise de nefret; bunu aslen sevdiğiniz insanlara karşı üstelik de hiçbir sebep olmadan hissettiğimde, kendi ruh sağlığım hakkında çok ciddi endişelerim oluşuyor. 

bu konuyu gündemime sokansa, aslında gerçekten sevdiğim bir kuzenime karşı son 1 aydır hissettiğim sonsuz nefret. o derece ki kızı bi kaşık suda boğ deseler bi dakka durmam. karıştırırsanız belki bikaç tatsız hadise olmuştur aramızda ama çok iyi anlaşır çok da severim-yani severdim. 

katil olmanın nasıl bir his olduğuna dair bir fikir veriyo bu dönemler bana. bi anda nefret ediyorsun, hakim olmuyosun, karşı koymuyosun, gidip öldürüyosun -the end- sonrasını konuşmayalım, malum tatsız şeyler. bir de öldürdükten sonra intihar eden vakalar var ki onlar cidden enteresan. hayatta kendi canımı yakacak bişi yapamam misal, insan içindeki herşeyden güçlü yaşama dürtüsünü nasıl bastırır da kendini öldürür hiç aklım almıyor. 

ilkokuldayken herkese "büyüyünce ne olmak istersin yavrıııım" diye sorarlar ya, ben nereden duyduysam "seri katil olucam örtmeniiim" diye patlatmıştım. sonrasını tahmin edersiniz, okula çağrılan veliler, gidilen çocuk psikologları vs vs. aslında sadece bi yerden duymuştum, muhtemelen ne demek olduğunu da bilmiyodum, maksat sivrilik olsun diye de söylemiştim. kıssadan hisse, yavrum psikopat olmuuuuş diye doktorlara koşturmayın en ufacık b.kta!

hava yağmurlu, içimde bi sıkıntı var, X'le 2 gündür konuşmadık, sevgili de itinayla beni darlamakta. hayat zor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder