2009/09/07

kasırganın ortasında ayakta kalan meşe ağacı olmak zorunda mıyım?

içim kan dolu.

ezip geçtiklerim, yakıp gittiklerim paramparça etti kalbimi. içerisi tuzla buz oldu. saçma sapan şeyler de yaptım, bana zaman zaman ürkütücü gözüken şeyler de. hiçbiri nefretime derman olmadı. çarmıhımı sırtımda taşıyorum ve öylesine az kişi görüyor ki bu halimi, yıllar yılı beni anlıyor sandığım herkesten kestim umudu. 

yeniden beraberim "o"nunla. o kızdan ayrıldı, ayaklarıma kapandı, ne oldugunu anlamadım ve affettim. uyuşmuş gibiydim, hala öyleyim. garip şekilde başka biri için kalbimde kelebekler uçuşurken affettim onu. neden? çünkü sevilmenin konforu, belirli hayatın dayanılmaz hafifliğinden kaçacak cesaretim yok. diğeri için çarpışmam gerekecek, üstelik garantisi yok, sürmeyeceği en baştan belli, 2 aydan fazladır devam etmesinin tek açıklaması yasak olması. heyecan biterse biteriz bunu biliyorum. böyle aşağılık bir düşünce sistemiyle de "o"nu affettim. nefret ediyorum aslında. her dokunuşu aklıma bambaşka şeyler getiriyor. ama beraberiz işte. kendimden tiksiniyorum günbegün. 

sadece seyrediyorum gelip geçen hayatı. günlerim kontrol edilemez bir hızla gelip geçiyor. 15 eylülde anadilimden kopup yabancı bir diyarda yaşamaya başlıyorum üstelik. o kadar "köksüz"üm ki, ben "ben"i nerde kaybettim, aramaya cesaretim kalmadı.

kasırganın ortasında ayakta duran meşe ağacı olmak zorunda mıyım?

2009/06/30

bu böyle vurabilir de...

ah bir şarkıya rastladım youtube alemlerinde dolaşırken... çok arabesk gelir bu şarkı beni anlatıyo geyiği, ben de öyle demek istemiyorum. sadece aşk ile haşır neşir iken bu kadar fena şekilde, böylesine takır takır anlatan neler oldugunu, "aşk"ın ne menem bişey oldugunu böyle dürüst anlatan bi şarkıyla karşılaşmam dokundu desem daha doğru.

geriye gerçekten de yalan dolan birkaç da resim kalırmış. kalbin de peşinden gider, sana da bişey kalmazmış, senden de bişey kalmazmış üstelik...


2009/06/15

insanı deli eden kesinlikler için ağıt*

kaybettim.

oyun oynadım. kurallara aykırı davrandım. şimdi oyunun dışındayım. pek muhterem "eski" sevgilim yeni sevgilisi ile fink atmakta şu ara. bunu da büyüüük bir rahatlıkla aradı anlattı bana. allah belanı versin diye haykıramadım. içimden geçen hiçbirşeyi söyleyemedim yüzüne. lanet olsun sana diyemedim, o kıza da ağız dolusu orospu diyemeyeceğim çünkü ben asalet maskesini taktım bi kere. kızmıyorum diye yalanımı da söyledim. oysa içim öyle dolu ki, cehennemim kalbimde. lanetler yağdırıyorum her dakika o allahın belalarına. bunu beklemiş gibi, birlikte geçirdiğimiz o geceden sonra bana söyledikleri yetmedi, 3 gün sonra ulan, 3 GÜN SONRA, sanki hayatı boyunca bunu beklemiş gibi balıklama daldı. kızla sürtüyolar 4 gündür, nasıl olduğunu bilememişmiş, siktir ordan ya, dürüst ol canımı ye pezevenk, kızın götünde dolaşıyodum ama sen vardın, bi olay oldu, aman da bizim mutlu olacağımıza inanmıyorum bu ara da bilmemne de kafam karışık da göt de bok da bikbikbik konuştuktan sonra evet biri var hayatımda dedi, tek tahminde tutturdum kim olduğunu. lanet olsun ikinize de. lanet olsun.

nefretimi kusamadım, boğuluyorum o nefrette şimdi. nefes alamıyorum, ölesiye dağıtmaya ihtiyacım var, o kadar çok sarhoş olayım ki hiçbişey hatırlamayayım, unutayım ne olduğunu, unutayım onun varlığını ve yaşanmışlıkları...

lekesiz aklımın sonsuz günışığı ile aydınlanmak istiyorum sadece, "unutmak" bahşedilse bana dünyada benden mutlusu olmayacak biliyorum. 

ağlayamadım bile. gözlerim zehir doldu ama ağlayamadım. hata yapmıştım, ama bunun bahane olmasına katlanamıyorum işte. itiraf etse, dese ki evet etkileniyodum zaten ama sen vardın aklımdan başka bişi geçmiyodu o yüzden, yemin ederim daha az üzülürdüm belki. bir anda olmaz hiçbişey, bir anda diye bişey yok allahın cezası yoooooook!!!!!!!! 

lanet olsun nefes alamıyorum nefretten, öfkemden, üstelik ağlayamıyorum, üstelik bağıramıyorum, tekmeleyemiyorum etrafı, lanet olsun üzülecek kadar bile kendime ait değil hayatım...



*"Şüphe değil, kesinliktir insanı deli eden." Nietzsche

2009/05/31

aldatmak nedir?


evet nedir bu işin kapsamı? ne aldatmaktır ve ne değildir? sevdiğini birinin sadece yanında görmek yeter mi yoksa illa ki fiziksel ilişkiyi görmek gerekir mi? 

ilkiyse de ikincisiyse de aldattım sevgilimi.

kendimi aşağılık hissederim diye düşünmüştüm ama hissetmedim. hissetmediğim için nefret ettim kendimden desem o da yalan. hala inanamıyorum olanlara. 29 mayıs cuma yaşanmadı demek istiyorum. 

yani sanki geleceği yok bik bik bik diye öttüğüm adam kayıp gidiyor ellerimden, içim çekiliyor kalbimi de birlikte alıp gidiyor sanki ama bakakalıyorum ardından. içim boşaltılmış gibi ve ben de bağırsaklarıma bakıp şaşırıyorum neden dışarıdalar acaba diye. iğrenç oldu değil mi benzetme, bileklerimden akan kandan daha az iğrenç aslında. ölmek çok zormuş. bir türlü beceremiyorum.



2009/05/28

dolsun taşsın gönüller, coşup birleşsin eller....


dalgalanmalarımdan bana bıkkınlık geldi esasen amma velakin hayat bu ara beni pek de rahat bırakacak gibi durmuyor...M başardı aklıma girmeyi. kafamda sürekli o var. peki nedeeen? bunun cevabı taaa ergenlik günlerinin başına kadar gider...

peşinden koşması gerekenin erkek olduğunu bir kere öğrenen cücük beyinli genç kızımız habire koştururken kaçabilme kapasitesi yüksek olsun diye, erkeğin yorulabilme ihtimalinin ve de fazla naz aşık usandırır sözünün farkında değildi tabi. koştu, koştu, deli danalar gibi kaçtı erkekten "hihih kovalıyo beniiiiii salak şeeaaayyy" kıkırtıları eşliğinde. zavallı erkeğimiz de doğal tepkiyi verip peşine takıldı haliyle kızın. amaaa....

bu kovalamaca sadece birkaç yıl sürer gerçekte. yeterince akıllı bir erkek bilir ki, kadın dediğin varlığın biyolojik saati gereği birkaç yıl içinde ayaklarına kapanacak duruma gelecektir. bunu farkettiği "o" dakikadan itibaren erkek kasmayı bırakır. şimdi kadın düşünsün rahatlığındadır. 

eğer tüm bu kaçma kovalamaca dinamiklerinin farkına 20 yaşında vararsanız benim gibi, o zaman resmen sıçtığınızın resmidir. çünküüü, erkek artık ne olup ne olmayacağını bilecek yaşa gelmiştir ama siiiiz geç kalmışsınızdır ve oyun çoktaaan 1-0 olmuştur. benim gibi apışırsınız. aa niye aramıyo dersiniz. "sevgilim var" sözünün bu derece etkili olacağını hesap etmemişsinizdir çünkü. 

sonuca ulaştık sanırım. evet sevgili M hatta şirin M&M-ıyk iğrenç mi oldu bu ne- buluştuğumuz akşamdan beri hiç aramadı. ne yapmak istediği konusunda bir fikrim yok. benden hoşlandığını açıkça söylemekle beraber sevgili konusunda da tavrı netti ne yazık ki. karar ver dedi de, ne kararı yani. böyle cinsler de her zaman beni bulur cidden.

ya bi kız açık açık takılacak birilerini arayınca neden ruhu papaz adamlara rastlar bilmem ki... evde halihazırda bi adet papaz adayı mevcut, ben hakkımı bi kerecik de serseriden yana kullanmak istiyorum karşımda düzgün erkekler geçidi var. evet evet bahtsız bedevi benim, gidelim kutup ayısı... 


2009/05/25

e onun adına yalan derler.

kafam iyice allak bullak oldu. yapabileceklerimi birden görmenin ne kadar ürkütücü olabileceğini tahmin etmezdim, meğer en ürkütücüsü insanın kendi içini çat diye bi anlık da olsa görebilmesiymiş. manzara da pek hoş değildi yani. 

hayatımın hiçbi döneminde beğenilen bi tip olmadım ne yazık ki. yeni yeni şu 2 senedir bişeye benziyorum yavaştan. bu sebeptendir beğenilme arsızıyım diyebilirim. ilişkim için heralde en büyük tehdit unsuru bu. bi adam karşıma geçip de ne kadar güzelsin dediğinde işin seyri değişiyo bende, saçmalamaya başlıyorum.

gene öyle oldu işte. Xten haber yok bikaç gündür sesi soluğu çıkmıyo. yeni bir arkadaşımız ortaya çıktı yeniden, sevgili M diyelim kendisine. bu akşam saatlerce bebek'te oturup çene çaldığım insan kendisi. eğlendim vs süper ama olayın koptuğu nokta yine bu güzellik konusu. gözlerime bakıp ne kadar harika bişi oldugumu anlattıktan sonra direnciniz kırılıyo tabi ki. ama hiçbişey olmadı. son derece saygılı ve mesafeliydi. ilişki süremi öğrendiğinde de yüzü görülmeye değerdi doğrusu:) 

işi fazla komplike hale getirmemeli ya. erkekler neden yapıyo bazen bunu acaba, kadınlara mı özeniyolardır nedir:)

yine tehlikeli sulardayım, bakalım ne olucak bu sefer...